YAĞMUR, HÜZÜN, YALNIZ BİR ADAM
Peki kardeşim Salih söyle
neden ezgilerin coşkun akan ırmak da
sesin hüzünlü yağan bir yağmur
neden sesindeki bu keder
ölümü bu kadar düşünmem neden
son bir yıldır daha çok düşünüyorum ve arzuluyorum ölümü
saçımdaki ilk aklar mı
yoksa annemle babamın bellerinin gün geçtikçe bükülmesi mi?
yoksa artık umudumun tükenmesi mi?
söyle Salih Yılmaz bu ezgileri nasıl bir araya getirdin
nasıl oldu da bu hüznü sakladın
sevdiğim bir kadın vardı
unutma sevgilim demişti
Cehennemin yolu iyi niyet taşları ile örülüdür
ateşlere düşeceksin
razı mısın demişti, değer mi bütün bunlar için
bu insanlar için bir hiçsin
onlara halkım diyorsun
ateşe koşuyorsun demişti sevdiğim kadın
hayatıma anlam, coşku, derinlik katan
beni sığlıktan kurtarmak isteyen kadın
20 yaşın coşkusu ile
"sen yanmasan
ben yanmasam Leyla
nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa" demiştim
gülmüştü
kimse bir daha bana öyle gülmedi
kimseyi de bir daha o kadar sevmedim
söylesene Salih kardeşim bu anın müziği ne olurdu
o gülümseyişi notalarına dökebilir misin?
Hadi Zeynep sen anlat bana
toplum bilimcisin,
insanları anlamaya, anlamlandırmaya çalışıyorsun
gözlem yeteneğin yüksek
bana da bir çare bul
saçlarındaki ak değil
annen baban değil de
yok mu biliminde bana dair iki kelime
yok mu beni kurtaracak sihirli cümleler
yok mu senin neşeni benim yüreğime katacak bir formül
söyle kardeşim Zeynep yok mu bu işin bir çaresi
Kötü bir günümdü Emre yanıma gelip
sen ne yaparsan yap yanındayım demişti
Leyla geldi aklıma
zaten benim hayatımda aşklarım misali tekerrürden ibaret
ben bunu hak ediyor muyum?
Emre'nin kardeşliğini hak ediyor muyum Leyla?
bir insan bir insana ne kadar güvenir de
ne yaparsan yap yanındayım der
Emre kardeşim ezme beni de hadi git
ne yaparsam yapayım yanımda olma
çünkü bazen ya da çoğu zaman
cinayetler işlemek istiyorum hem de taammüden
bazı haller hayatlar görüyorum da katl-i vaciptir demek istiyorum
en çok da kendi canıma kıymak istiyorum
hadi kardeşim Emre dön arkanı git
ben de cinayetlerime, katlime geri döneyim
Ya sana ne demeli Utku
her zor anımda omuzunu bana yasladın
kendi kötü rezil günlerini unutup beni dert edindin
bana dair dermanlar umutlar aradın
sana edilecek binlerce itirafım söyleyecek milyonlarca lafım var
nereden başlasam bilemiyorum
"ama aşk olsun çocuk sana aşk olsun"
İyilik ve kötülük bahsi açılınca aklıma geldi
her şey zıttıyla bilinir ya
kötülüğün zıttı deseler Cihan derim
kardeşim nasıl beceriyorsun bunu
bu hayatın kirine karışmamayı
tertemiz kalmayı,
bir bardak su verir gibi yüreğini bize sunmayı nasıl beceriyorsun
bunu da Zeynep'e anlatmalı belki bi diyeceği vardır
ya da Emel'ime sormalı
saf iyiliğe sarılmak nasıl
saf yüreğe dokunmak nasıl
sen nasıl o yüreği doldurdun
gülünce gözlerinin içi gülüyor o sayede mi?
yoksa elin ayağın kadar ortada olan mangal gibi yüreğin sayesinde mi?
Şimdi söyleyin bana kardeşlerim
ne hakkınız vardı
bunca yükü omuzlarıma yüklemeye
ne gerek vardı Leyla gözlerimi açmana
ne gerek vardı Zeynep insanları bu denli anlamaya
ne gerek vardı Emre dostluğunu bozuk para gibi harcayacağımı düşünmeden ortaya atmaya
ne gerek vardı Utku başkası için dertlenmeye
ne gerek vardı Emel güzel yüreğine
ne gerek vardı Cihan iyiliği adam etmene..............
Kadıköy 25/10/2012
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder