Çok uzun zamandır gitmek istediğim ancak bilet bulmakta zorlandığım oyuna sonunda
gittim. Zorlukla ulaşılan her şeyin beklentiyi yükselttiği aşikardır. Oyuna bu kadar zor bilet
bulduğum için benim de beklentilerim yüksekti.
Oyunun konusuna kısaca değinecek olursam yoksul ailesi olmayan, arkadaşı olmayan
memur genel müdürün kızına aşıktır ve kafasında onunla ilgili bir dünya kurar, onun başrolde
olduğu hikayeler yazar bu hikayelere tutkuyla bağlanır ve giderek gerçek dünyadan ve gerçek
hayattan uzaklaşır. Tutkuyla bağlandığı genç kızın, sarayın muhafız alayından soylu bir gence
aşık olmasıyla hayatının yönü tamamen değişir. Artık memurumuz yoksul ve sıradan kalamaz.
O artık İspanya Kralı'dır! (Ferdinand VIII)
Oyuna gelecek olursak, oyun öyle bir tempoda başladı ki ilk 15-20 dakika sahnede
ne oluyor, bu adam ne anlatıyor diye düşündüren bir durum yaşadım. Bunun temel nedeni
alıştığımız tiyatro oyunlarında ilk olarak karakterlerin hikayesine dair ve onunla birlikte
anlatılacak hikayeye dair ipuçları verilir. Bu oyunda ise sanki kitabın ortasından başlamışız
ve öncesini anlamaya çalışıyoruz düşüncesi oluşuyor. Zaten oyun metninin burjuva
yaşamına ince göndermelerini saymazsak sahnede Deli konuştuğu için anlamlı ve kronolojik
bir hikaye sunulmuyor. Çünkü sahnede gerçekten deli var.
Sanırım yıllar sonra da oyunu anlatırken söyleyeceğim ilk kelime bu olacak sahnede
gerçekten bir deli var. Erdal BEŞİKÇİOĞLU öyle bir performans gösteriyor ki bir yerden
sonra tiyatroda olduğunuzu unutup bir delinin sadece ve sadece size hikayesini
anlattığını düşünüyorsunuz.
Tek kişilik oyunlar benim için her zaman soru işaretidir. Oynayanın duygusunu
alamadığım an oyun benim için artık eziyete dönüşür ancak Erdal BEŞİKÇİOĞLU bu oyunda
daha ilk sahneden itibaren devasa bir oyunculuk gösterisi sergiledi. Sahnede dekor olarak
kullanılan vinçle acaba ne yapacak diye düşünürken Erdal BEŞİKÇİOĞLU adeta usta bir
akrobat gibi hareket etmeye başladı. Hatta bazı sahnelerde o kadar tehlikeli hareketler yaptı
ki az daha düşeceğini ya da yüksekten atlayacağını zannettim.
Sevdiğim bir söz var "Hayat muhteşem olmadığı için sanat var" bu oyun metni ve sergilenen oyunculuk sanatın neden olduğunun göstergesi olmuş diyebilirim.
Oyunun oynandığı salona gelecek olursak, ilk defa Uniq Hall'de oyun izledim salon çok sıcak ve koltuklar arası mesafe çok yakındı. Uniq Hall'e ulaşım Yenikapı-Hacıosman metrosu ile çok kolay İTÜ-AYAZAĞA durağında indiğinizde yürüyerek 15 dakika sürüyor,
taksiye binerseniz de 9 TL tutuyor.
Bilet fiyatları ise özel tiyatro fiyatlarının da çok üstündeydi. 1. kategori 132 TL ikinci kategori bileti ise 88 TL'ydi. Ben ikinci kategoriden aldım. Oyunu I sırasının ortalarından izledim ve sahneye hakimiyette bir sorun yaşamadım. Ancak L sırasından sonrasını tavsiye etmem.
Kısaca özetleyecek olursam oyunculuk çok iyiydi tüm duyguyu iliklerime kadar hissettim. Dekor çok yaratıcıydı, böyle güzel bir dekoru en son Şekerpare oyununda görmüştüm.
Siz de orijinal oyunu ve muhteşem oyunculuğu sahnelerden kalkmadan muhakkak izleyin.
MALTEPE - 22.01.2017
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder