GELDİĞİNDE
Hüznüm geldiğinde, sarıldım ağaçların yeşiline, denizin mavisine, güneşin sarısına
Hüznüm geldiğinde, sarıldım bir tutam mutluluk dağıtan kitaplara,
umut saçan dizelere
mutlu sonla biten filmlere
Hüznüm geldiğinde,
ölecek insanları değil doğacak çocuğumu düşledim
tuz basılan yaralarım vardı
dünyanın bıkkınlığı
ve her daim kendini ortaya atmanın
can sıkkınlığı
baştan kaybedilmiş bir oyunun
oyuncusu olduğum hissi vardı
(şike yapıyorlar ulan diye haykıracaktım)
hüznüm geldiğimde, sarıldım dostlara fedakarlıklara
hüznümse bir adım uzağa gitmemişti
tüm sevinçleri ve üzüntüleri ve duyguları kaynattım bir tencerede
seninle ete kemiğe bürünen aşka sarıldım...
sarıldım sana misk-i amberdi teninden yayılan
ab-ı hayattı dudakların
açtın kollarını dokundun ya bana
hüznüm yüzyıl uzaktan seyre daldı....
NİSAN 2013 İSTANBUL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder